İznik Kent Konseyinin düzenlediği bilgilendirme toplantısında konuşan Unesco İznik Alan Başkanı Mimar Doç. Dr. Murat Taş, “İznik Feth edildikten sonra Ayasofya, tarihin de hiç bir zaman müze olmadı. Hep cami olarak kaldı” dedi. Taş’ın bu tezini müze tabelası ve Prof. Dr. Akyürek’ in makalesi çürüttü.
TABELA DA VAR BİLETTE
2011 yılında İznik’i ziyaret ederek Ayasofya hakkında bir makale yazan İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Bizans Sanatı Anabilim Dalı Üyesi, Prof.Dr. Engin Akyürek, ” Yapının mülkiyet durumunu bilmiyorum, ama yapı uzun yıllar müze olarak kullanıldı. Ben defalarca bu müzeyi ‘müze olarak’ gezdim. Yapının önündeki kahverengi tabelada “İznik Ayasofya Müzesi” yazmaktadır. Bir bekçisi bulunmakta ve giriş ücreti olarak 3 TL’lik bilet kesilmektedir. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi internet sitesine bakarsanız, yapı “İznik Ayasofya Müzesi” başlığı altında tanıtılmakta ve yapının günümüzde “anıt-müze olarak ziyarete açık” dedi.
DİNİ RİTÜELLER O KONSİLDE BELLİ OLDU
“Türkiye’nin her yerinde medrese, cami, sur var. Biz, İznik’te de bulunan bu tarihi yapıların neden önemli olduklarını, üstün evrensel değerleri hangileridir, onları ortaya koyarak, alan yönetim sınırlarını belirledik. Asıl olan Hristiyanlık döneminde 1. ve 7. konsil İznik’te toplandı. Bütün tapınma ritüelleri bu konsilde belli oldu” dedi.