Hüseyin Kurtay

Bugüne kadar aday olanların düşüncesi İznik’i “Dünya Kenti” yapmaktı! 

SİYASET

Yerinde Yönetme işi, proje ve kavramlarla olur. Elbette daha önce söylediğim gibi bunları uygulayacak bütçeyle de alakalı. Ama gönül işte! Neler istemiyor ki; Düşünmek ve hayal etmek, insanoğlunun tabiatında var.

Saygıdeğer adaylarımız, çok muteber projeler hazırlamışlardır. İnanıyorum. Hepsi de değerli kişiliklerinin yanında, kenti yönetecek ve ona bir şekil verecek kıymetli projeler ürettiklerine biliyorum. Biz seçmen olarak inanmak zorundayız. Daha önceki sevgili yöneticilerimize inandığımız gibi.

Tabii ki, geçmiş yönetimler Karınca kararınca ellerinden geleni yaparak, yönettiği şehre, bir tuğla koydular ve gelecek yöneticilere devrettiler. Bizim için önemli olanda zaten bundan sonrası.

Seçilenler hangi tuğlayı nereye koymak isteyecekler?

Bu güne kadar aday olanların tamamına göre ana tema; İznik’i “Dünya Kenti” yapmaktı!

Sonsuz açılımı olan, mükemmel bir düşünceye hepimiz saygı duyarız. İznik’in zaten Dünya Kenti olduğunu biliyoruz ama Dünyalıyı İznik’e nasıl çekeceğimizi bir türlü bilemedik.

Biz Turizm dedik, Dünyalı Kültür Varlıkları diye tutturdu.

Otuz yıldır bitirilemeyen Roma Tiyatrosunu hizmete açılmadı. Geçmiş medeniyetlerin temsil noktası Müzeyi uzun yıllardır kapalı tutarak, adeta eserleri esaret altına aldık. Uzun yıllardan beri

tartışılan kente uygun mimari yerine, şekilsiz ucube yapılardan oluşan isteye göre binalar inşa ettik. Birçok eseri aslına uygunluktan çıkarıp, günümüz koşullarına uyarladık.

Dahası, bunları yapacak politika üretemedik.

Siyaset nedense ağır bastı.

Taştan ekmek kazanmak yerine, gölden faydalanalım oraları düzenleyip insanlara güzellikler sunalım, beş yıldızlı otellerle süsleyelim, güzel çay bahçelerimiz olsun, kilometrelerce yürüsünler, Gün batımının fotoğrafını çeksinler diye düşündük, fakat insanlarımızı eğitemedik.

Güzelim sahili insan eliyle tahribata uğratmaya devem ediyoruz. Yani turizm dedik de, ciddi bir turizm politikamız da olmadı.

Turizmi merkezde üretmeye çalıştık. Aslında Göllüce, Çakırca, Boyalıca gibi Turizm yapılacak ne yerlerimiz var. Samanlı Dağları ile en dibimizdeki Abdul Vahap Tepesi. Bir Restoran ve bir çay bahçesi ile gecesiyle gündüzüyle insanlara seyir terası sunmanın ne zararı olabilir.

Kaldı ki, hala insanlar nereden gideceğini bile bilmiyorlarsa bu politikamızda da eksik var demektir.

Bir tuğla konulması isteniyorsa, bunların bile yapılması yeterlidir.

Zaten kimsenin çok bir şey istediği de yok.

Görüşmek dileğimle.

HÜSEYİN KURTAY yazdı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.