Türkiye’nin yönetim işleyişinin liyakattan uzaklaştığını belirten İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, “17. yüzyılda, Sultan Ahmet Camii imamı liyakat esaslarına göre belirlenirken bugün, devletin en üst kademelerinde görev alabilmek için damat veya evlat arkadaşı olmak gerekiyor” dedi.
Devlet bürokrasisinin nepotizme (adam kayırma) doğru yol aldığına vurgu yapan İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, gazeteci Halil Ataş’a konuyla ilgili değerlendirmede bulundu.
“OSMANLI’DA BİLE KRİTERLER VARDI”
Osmanlı döneminde bile bir liyakat yani devletlerin kamu bürokrasisinde bir kriteri olduğuna dikkat çeken İsmail Tatlıoğlu, “Biz buna meritokrasi (yönetim gücü, yetenek) diyoruz. Bunlar ise günümüzde buna ‘görev tanımı’ diyorlar. Artık günümüzde ise üst düzeyde temel özellik; ailenin yakını olmak, damadın veya evladın yakını olmak. Vayahut bir tanıdığının yakını olmak gibi referanslar üzerinden kamu bürokrasisi diziyorlar” dedi.
“DEVLETİN SAVRULMASI BU YÜZDEN”
“Bu da devlet etme kapasitesi düşürülmekte. Böyle olunca da kamu bürokrasisi, karar alma ve vaziyet etme kapasitesi düşürüyor. Devletin savrulması da bundan kaynaklanıyor” diyen Tatlıoğlu şunları söyledi:
“Şimdi siz devletin en üst düzeyi Türkiye Varlık Fonu’nun başına bir genel müdür atıyorsunuz. Onu alıyorsunuz bir başka birisini atıyorsunuz. Hakkında bir çok konu olan kişiyi tutuyorsunuz yine ekonominin en üst düzeyine atıyorsunuz. Öyle pozisyonlar vardır ki ülkelerde bunlar; banka müdürlükleridir, borsa başkanlıklarıdır, buraya yapılacak atamalar o ülkenin ekonomisinin güven endeksini oluşturur. Bunlar üzerinden okunur güven. Yani Merkez Bankası Başkanı’nın itibarını etkileyen bir isim olur. Borsası, Sermaye Piyasası Kurulu, Varlık Fonu gibi. Kişiyi o kurum üzerinden tanımaz millet. O kurumu kişi üzerinden tanır. Nitelikli insanlar gelir bu dünya da böyledir.”
“AİLE YAKINLARI ÜZERİNDEN BÜROKRASİ”
“Türkiye’de ne yazıkki ailenin yakınları üzerinden bir kamu bürokrasisi diziliyor” ifadelerini kullanan Tatlıoğlu, “Bu da çok üzücü. Devletin hem iş yapma kapasitesini hem de devlet etme kapasitesini olumsuz etkiliyor. Atalarımız diyoruz, övünüyoruz haklı olarak, ama o atalarımızın yaptığını yapmıyoruz. Sultan Ahmet Camiisinin imamının bile niteliklerini alt alta koymuş. Buna uyanları yapan bir devletten, tek maddelik çocuklarının, yakınlarının veya aile yakınlarının nepotizmin ( adam kayırma) zirve yaptığı bir yerdeyiz” şeklinde konuştu.
“BURADA SÖZ KONUSU SEÇKİNCİ DAVRANIŞ”
Kamuoyunda kamudaki atamaların adresi olarak anılan Kartal İmam Hatip Lisesi’ne de deyinen İsmail Tatlıoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Ziya Selçuk’un burası ile ilgili bir açıklaması var. Diyorki; ‘Bürokrasi için bir kamu politikası oldu bu okul.’ Şimdi burasının İmam Hatip olması önemli değil. Elbette eğitim olacak. Burada seçkinci bir davranış söz konusu. Burada esas olan şu; bu nepotizim devletimizin kapasitesini eritiyor. Onun için ekonomide de, hukukta da, askeriyede de, dış politikada da, karar alma kaliteniz ve insiyatif alma gücünüz ciddi anlamda zayıflıyor. Bunun önüne geçilmesi içinde liyakat çok önemli.”