Türkiye’de birçok belediye, borçlarını ödemek için gayrimenkul satışlarına başvuruyor. Son olarak Yenişehir Belediyesi, belediye meclisin de aldığı bir karar ile 88 parça araziyi satışa çıkardı. Satışa çıkardığı arsaların bulunduğu köylerde yaşayan halkın şiddetli tepkisine rağmen ‘borcları ödeyebilmek ‘gerekcesi ile geri adım atmadı.
Bunun uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm olmadığını belirten Gayrimenkul için Stratejik Platformu (GİSP) Derneği Bursa Grup Başkanı Erkan Erdem ise şu değerlendirmede bulundu;
“Belediyeler, nakit sıkıntılarını gidermek için arsa satışını tercih edebilir, Yenişehir Belediyesi’nin bu kararı, kısa vadede borç yükünü hafifletebilir. Ancak arsa, sınırlı bir kaynak olduğundan, bir kez satıldığında geri kazanılması mümkün değil. Bu yöntem, sürekli uygulanırsa belediyeleri daha büyük mali krizlere sürükleyebilir.
Arsa satışları, kamusal alanların azalmasına neden olabilir. Yeşil alanlar ve sosyal tesislerin kaybı, plansız yapılaşma nedeniyle halkın yaşam kalitesini düşürebilir. Yenişehir örneğin de olduğu gibi 88 parça arazi satışı , köylerin demografik yapısını değiştirebilir , kontrolsüz yapılaşmayı artırabilir ve bu da toplumsal tepkilere neden olabilir.”
“Taşınmaz Mülkiyetinin Kamu Elinde Kalması”
“Belediyeler arsa satıyor, gelecek elden gidiyor. Kısa vadeli çare, uzun vadeli kriz kapıda” diyen Erkan Erdem şöyle devam etti;
“Kentsel alanlarda özel kişiler lehine oluşan rantın kamuya aktarılabilmesi ve kentin planlı gelişmesinin sağlanabilmesi için taşınmaz mülkiyetinin kamu elinde kalmasını sağlayacak irtifak hakları ile arsaların uzun süre kiraya verilmesi gibi daha uygulanabilir bir çözümler geliştirilebilir. Bu yaklaşım, hem kamusal faydaların korunmasını sağlar hem de yerel yönetimlere uzun vadeli bir gelir kaynağı sunar.
“Değer Artışlarının Kamuya Kazandırılması”
İmar Kanununa 2020 yılında eklenen bir maddeyle, imar planında yapılan değişiklik sonucu meydana gelen değer artışlarının kamuya kazandırılması amaçlanmıştır. Ancak ülkemizde ki uygulamalar pratikte bunun çok kolay olmadığını göstermiştir.
Beklenen faydayı sağlayıp sağlamayacagi da belirsizdir. Zira bu tip müdahaleler beklenen geliri oluşturmamış, taşınmaz ve inşaat sektöründe bozucu etki doğurmuş, arsa ve konut arzını azaltmış ve mali külfetin konut alıcılarına yansıtılması sonucunu getirmiştir. Türkiye’de değer artış payının etkin kullanımını sağlamak için imar planında bazı özel arsaların (ticaret,sanayi vb.) kapsama alınması, istisnaların ve değer artış payı oranının azaltılması, elde edilen gelirden yerel yönetimlere daha fazla pay verilmesi gibi öneriler getirilmiştir.
“Alternatif Çözüm: Atıl Binaların Satışı”
Belediyelerin arsa yerine atıl durumdaki binaları satmayı tercih etmeleri, daha sürdürülebilir bir çözüm olabilir. Bu binaların elden çıkarılması, hem kaynak yaratır hem de şehir içindeki eskiyen yapılardan kurtulmayı sağlar. Yenişehir Belediyesi, atıl durumda olan binalarını satarak hem şehrin görünümünü iyileştirebilir hem de gelir elde edebilir.
Yenişehir Belediyesi’nin arsa satışı, kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da uzun vadede sürdürülebilir değildir. Arsa yerine atıl binaların satışına yönelmek, daha uygun ve sürdürülebilir bir çözüm olabilir. Ayrıca, belediyeler cazibe alanları oluşturarak şehrin ekonomik ve sosyal değerini artırabilir, bu da uzun vadede daha fazla gelir ve yatırım getirmesini sağlayabilir. Yerel yönetimler, borç yönetiminde uzun vadeli ve toplum yararına çözümler geliştirmeli, ‘Gayrimenkul sat ,borç öde ‘ kolaycılığından kaçınmalıdır.”