Cumhuriyet Halk Partisi İznik İlçe Teşkilatı 24 haziran seçim startını bugün verdi. TBMM Tarım Komisyonu Üyesi, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İznik’e gelerek Elbeyli Köyü Hespekli Sebze ve Meyve Halini ziyaret etti. Doluluk oranı yüzde yüz olan halde İznikli meyve üreticisi Sarıbal’a “Ekonomi çok kötü, ürünümüzü satamıyoruz” diyerek şikayette bulundu.
CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile birlikte ilçeye gelen Orhan Sarıbal’ı İlçe Başkanı Asiye Çalışkan ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Heyet ardından Hespekli Haline giderek, gerek üreticinin gerekse tüccarın sorunlarını dinledi.
Türkiye’de hükümetin tarım politikaları yüzünden 320 milyon dönüm tarım arazisinin ekilmeyerek boş bırakıldığını söyleyen Sarıbal, “Sudan’dan 780 bin dönüm arazi kiraladılar tarım yapacaklar. Üretilenleri de yine Türkiye’ye ithal edecekler. Bu nasıl bir milli tarım politikasıdır. Senin çiftçin ne güne duruyor” dedi.
Sulama Birliklerinin fes edilerek DSİ’ye devrine de değinen Sarıbal, “Ben, Tarım Komisyonu üyesiyim. Bu konu da CHP olarak çok mücadele ettik. Devretmeyin dedik. Sulama Birliklerinin kapatılmasına yönelik alınan kararın iptali için yargıtaya başvurduk. Bakalım sonuç ne olacak. Bunun altında yatan kurum-kuruluş Birleşmiş Milletlerdir. (BM) Tarım Bakanlığına bir dosya sundular. Tarım da kullanılacak suyun ticaretini yapacaklar. Sulama Birliklerinin kapatılmasıyla suyu, çiftçiye para ile satacaklar. Bunu anlayın artık” dedi.
ÜRETİCİ: İSTİKRAR YOK
Sarıbal, “İznik Türkiye’nin en özel yeri. Nisan’da başlıyor Aralık’ın sonuna kadar 7-8 çeşit ürün yetişiyor. Buna rağmen İznikli çiftçi bu durumdaysa, Konya’yı düşünün 3 ay ürün alma hakkı var 4 ay yok bitti diyen Sarıbal’a üretici; “Birde satabilsek. Ürün var, her şey var, ancak istikrar yok. Yetiştirmek sorun değil, satmak sorun” dedi.
Sarıbal, “Sorun büyük. Bizim amacımız şu; Ekiyoruz, biçiyoruz, üreticiyiz, ürettiğimizden para kazanıp insanca yaşamak istiyoruz. Çocuğumuzu okutmak istiyoruz. Traktörümüze mazot almak istiyoruz. Ziraat bankasına borcumuzu ödemek istiyoruz. Sorun şu; Üretilenin fiyatı değil girdiler artıyor. Nedir, ilaç, gübre, mazot. Bizim kontrolümüzün dışında yükseliyor. 15-20 yıl önce Tarım Kredilerden ilaç-gübre aldığınız da kesinlikle zam gelmezdi. 1 yıl sonra gider aynı fiyattan öder çıkardınız. Şimdi öyle değil her gün zam geliyor. Dolar ve Euro arttıkça tamamen dışarıya bağımlı olmuşuz.”
ÇİFTÇİNİN BORCU 100 MİLYAR
“2002 yılında 4,5 milyon ton gübre kullanıyorduk. Bunun 1 milyon tonu yurt dışından geliyordu. 3,5 milyonu kendimiz üretiyorduk. Bugün 5 milyon ton gübrenin 4,5 milyon tonu dışarıdan geliyor. Yani yerli gübre üretimi yok. Bir takım zirai ilaçlar Türkiye’de üretiliyordu. Şimdi ise bir teki dahi üretilmiyor. Hepsi yurt dışından geliyor. Yem de dahi kemik maddeleri dışarıdan geliyor. Tamamen ithalatçı olan bir toplum olduk. İthalat ne demek, dolara bağlısınız, euro ya bağlısınız. Kur değiştikçe getirdiğiniz ürün de pahalanacak. Buna engel olma şansınız yok. Yine 2002 yılında ÇKS sistemine kayıtlı 3 milyon çiftçimiz vardı. Bunların toplam, Ziraat bankası, Tarım kredi, Zirai donatım, Panko birliğe olan borcu 4.1 milyar liraydı. 2017 yılının sonun da ise bu rakam 100 milyar lira. Artık anlayın bunu” dedi.
