İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef alan “Ayaklarını denk al” çıkışına tepki göstererek “Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve devletin başı kimliğiyle bu kimliğe uygun değerlendirmeler yapmasını tercih ederim. Bu üslubun daha hassas, daha dengeli bir biçimde, Türkiye’nin en saygın kurumlarının başında olması gereken cumhurbaşkanlığı makamına layık olması gerektiğini düşünüyorum. Bu tartışmalardan, bu tür üsluptan, bu tür değerlendirmelerden Türkiye fayda görmez” dedi.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
Ortadoğu’da önemli gelişmeler yaşanırken özellikle Suriye’deki gelişmelere ilişkin son haftalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı’nca ciddi bir açıklama yapılmadığını savunan Çömez, “‘Suriye’nin fatihi biziz. Suriye’deki bütün kararları biz veririz’ edasıyla yapılan açıklamaların ardından dünyanın değişik ülkelerinde Suriye’nin istikbaliyle ilgili muhtelif toplantılar tertip edildi. Türkiye ise bu toplantılara davet edilmedi ve karar verici mekanizmanın içerisinde olmadı” dedi.
ABD Başkanı Donald Turmp’ın tepki çeken Gazze paylaşımına da işaret eden Çömez, “Orada kendine ve avanelerine bir rant alanı oluşturması, 2 milyon Gazzeli Müslümanı sürgün edeceğine dair ortaya koyduğu tehditler ve orada oluşturmayı planladığı riviera tartışmaları; Türkiye tarafından yine sessizlikle karşılandı. Bu bakımdan Ortadoğu’daki gelişmelere dair Türkiye’nin bir tavır alması gerektiğini, sadece iç politikayla yetinmeyip gerçek dış politik gündemlere de dair kalıcı, gerçekçi ve uzun vadeli stratejiler üretmesi gerektiğini vurguluyoruz” şeklinde konuştu.
“Meclis’te sahte pusula skandalı”
TBMM’de 2 gün önce sahte pusula skandalı yaşandığını vurgulayan Çömez, “Önemli bir yasa teklifi görüşülecektir ve iktidarın bizden talebi bu yasanın görüşülmesi konusunda parlamentonun buna destek vermesiydi. Başta İYİ Parti olarak diğer muhalefet partileriyle birlikte ‘Katılalım. Doğruları, yanlışları dile getirelim ve Meclis’in çalışmasını temin edelim’ dedik. Ancak ilerleyen zaman diliminde parlamentoda iktidar sıralarının boş olduğunu gördük ve bir yoklama istedik. İlk yoklamanın yetersiz olduğunu gördük ve bir süre ara verilmesi gerekti” dedi.
“Pusulalar, Meclis’te bulunan milletvekillerine ait değildi”
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın, AK Partili milletvekillerinin katılımı için 18 dakika beklediğini aktaran Çömez, “İkinci bir yoklama yapıldı ve 203 oy ortaya çıktı. Fakat şüpheli ve şaibeli bir durum vardı. Çünkü okunan isimlerin, verilen pusulaların bir kısmı Meclis’te bulunan milletvekillerine ait değildi. Biz de başkanlık divanına, oy pusulalarının kontrol edilmesi gerektiğini söyledik. Ve acı gerçek ortaya çık. Meclis’te önemli miktarda pusula sahibi yoktu. Kendileri adına sahte imza atılmıştı. İktidar cephesi bununla da yetinmemiş, bir taraftan parmak iziyle oy verirken, bir taraftan da sahte oy pusulası tanzim ederek 2 defa oy kullanmıştı” şeklinde konuştu.
“Oy sandığı geldiğinde farklı şeyler de yaparlar”
AK Parti milletvekillerine yüklenen Çömez, “Sahte oy pusulalarıyla millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce çatıyı ifsat ettiler ve demokrasinin yüzüne kara bir leke sürdüler. Kendilerini Türk milletine şikayet ediyorum. Millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce çatı altında, millet iradesine ihanet edenleri, onu hiçe sayanları Türk milletine şikayet ediyorum. Seçime daha uzun bir süre varken, samimi bir ikaz ve hatırlatmada bulunmak istiyorum. Milletin gözü önünde açıkça pusula sahtekarlığı yapanlar, yarın oy sandıkları konduğunda şüphesiz daha farklı şeyler yaparlar” diye ekledi.
Kartalkaya komisyonu
Bolu – Kartalkaya’daki yangın faciasını araştırmak için TBMM’de kurulan komisyonun çalışmalarına muhalefetin gerekli desteği vermesine rağmen dünkü toplantıya 12 iktidar milletvekilinden sadece 5’inin geldiğini dile getiren Çömez, “78 kişi alevlerin ve dumanların arasında can vermiş sorumlu arıyoruz. Soru önergesi veriyoruz, cevap yok. Parlamentoda çağrı yapıyoruz, belgeleri ortaya koyuyoruz. Konuşma yapıyoruz, talep ediyoruz. Muhatap yok. Ve iktidar partisi milletvekilleri, sorumluluk alması gerekenler başlarını öne eğip komisyona gelmiyorlar” dedi.
“Türk milleti bunu hak etmiyor”
Komisyona, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katılmamasına tepki gösteren Çömez, “Parlamentoda imza toplayalım dedik. Bakanları Yüce Divan’a gönderebilmek için 400 oy gerekiyor. Soruşturma komisyonu kurulabilmesi için 301 oy gerekiyor. Meclise çağrı yaptık ‘bir soruşturma komisyonu kuralım’ dedik, hayır dediler. ‘Bakan gelsin araştırma komisyonunda sorulara cevap versin’ dedik, ona da hayır dediler.
Milletvekilleri ne komisyona ne de parlamentoya geliyor. Yaşanan bu tabloyu Türk milleti hak etmiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Beykoz Belediye Başkanı Köseler’in gözaltına alınması
Çömez, basın toplantısı ardından gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in gözaltına alınması sorulan Çömez, “İktidarın kendi paydaşlarının ifadesiyle, yargının bir militan yargı olmaması gerektiğini savunuyoruz. Esenyurt’la başladı, Beşiktaş’ta devam etti ve ardından Beykoz’la bir başka aşamaya geçti. Bunların üçü de milletin oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarıdır ve suçlu veya suçsuz bunun tartışmasına girmeden çağırsalar gelecek siyasal kimliklerdir. Özellikle gece yarısı baskınlarıyla insanlara yataklarından kaldırarak derdest edilmesi, bir korku ikliminin yaratılması niyetinin emareleridir. Bunlar doğru değildir. Türkiye bunları hak etmiyor. Türkiye, FETÖ döneminden edinilmiş tecrübelerle, siyaset kurumunun tanzim edilmesi anlayışını hak etmiyor” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel’e yönelik sözleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik “Ayaklarını denk al” çıkışı hatırlatılan Çömez, “Sayın Erdoğan’ın, seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve devletin başı kimliğiyle bu kimliğe uygun değerlendirmeler yapmasını tercih ederim. Bu üslubun daha hassas, daha dengeli; Türkiye’nin en saygın kurumlarının başında olması gereken cumhurbaşkanlığı makamına layık olması gerektiğini düşünüyorum. Bu tartışmalardan, bu tür üsluptan, bu tür değerlendirmelerden Türkiye fayda görmez. Zaman zaman birbirimize çok sert dille eleştiriyoruz. Bu demokrasinin vazgeçilmez prensibi ancak bütün bunları yaparken devlet kurumlarının saygınlığını korumak, devletin varlığını, bütünlüğünü muhafaza altına almak ve yarın bu ülkede bütün bu aziz milletin iktidarı destekleyen, desteklemeyen herkesin gönül gönülle kucak kucağa, el ele, kardeşçe ve dosya yaşaması gerçeğini hiçbir zaman akıldan çıkartmamak mecburiyetindeyiz.” dedi.
