Dün “Cübbeli Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü İznik’e geldi. Cübbeli hoca efendiye gösterilen hürmet, İznik’e de gösterilseydi inanın daha çok sevap kazanılırdı. Dünya, Din-i İslam-ı ruhaniyetten çıkarıp da beşeriyete dökememenin çaresizliğini yaşıyor. İbadethane köşelerinde, dergahlarda sıkışmış kalmış bir islam anlayışı hakim. İslam ibadeti sadece namaz olarak görmüyor. Yaratılan her şeye sahip çıkılmasını ona saygı gösterilmesini de istiyor.
Yüce Allah, kainatın bütün tasarrufunu kullarına açmıştır. Allah’ın yarattığı her şeyi bugün insanoğlu yakıp, yıkmakta. Değiştirmekte, yok etmekte. Oysa yiyin, için, faydalanın ve koruyun diyor.
Çölde mahsur kalan insan iki şey ister. Bir susuz kalmamak. İki bir ağaç altına sığınarak güneşin kavurucu sıcağından korunmak.
Dünya, insanoğlunun aç gözlülüğü nedeniyle çöle dönüşmek üzere. Su kaynakları kurumak üzere, ormanlar yok ediliyor. Adeta nefes borumuzu sıkıp intihar ediyoruz. Farkında değiliz.
Bugün İznik sahilinde yaşananlar, Allah’ın tasarrufuna müdahaledir. Evet açıkca söylüyorum bu müdahaledir. “Ol” dediği o ağacı kesmek O’na karşı gelmektir. Yarattığı nizamın şeklini bozarak toprağı, yeşili beton ile değiştirmek O’na müdahaledir.
“Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz” diyen büyük İslam Peygamberi Hz. Muhammed değil miydi.
“Oysa bir fidan dikmek, bir canı toprakla buluşturmak, bir ağacı güldürmek bizim amelimizdir. Çoğu zaman bizim elimizdedir. Biz kıyamet de kopsa, elimizde imkân varsa, amelimizden vazgeçmeyiz. Bizim için fazilet, sevap ve şeref, bizim amelimizdedir” (Riyâzü’s-Sâlihîn)
Unescooooo….
Unescooooo….
Diye çıkıp kimse bundan sonra bağırmasın.
Biz; Dünya kentiyiz demesin.
Medeniyetler kenti demesin.
Muasır medeniyetlerin beşiği demesin.
Makus tarihini değiştiriyoruz demesin.
Demesin..Demesin.. Demesin..
İyiye yönelik yapılan her şeyi alkışlarım da kötüye yapılanı asla…