Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve Bakanlar Kurulu toplantıları 20 Temmuz’da gerçekleştirildi. Toplantı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasamızın 120. Maddesi uyarınca olağanüstü hal ilan edilmesini Hükümete tavsiye etme kararı aldık. Bakanlar Kurulumuz da bu tavsiye doğrultusunda Türkiye’de 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmesini kararlaştırdı” dedi.
Türkiye’nin 15 Temmuz akşam saatlerinden itibaren tarihinin en kritik günlerinden birini yaşadığını belirten Erdoğan, ülkenin ve milletin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yuvalanmış bir grubun, emir komuta zinciri dışına çıkarak, darbe girişimi başlattığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi oldukları anlaşılan bu grubun uçaklarla, helikopterle, tanklarla, silahlarla, devlete ve millete karşı saldırıya geçtiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT yerleşkesi, Boğaziçi Köprüsü ve çeşitli askeri birimlerin yoğun saldırı altında kaldığını aktaran Erdoğan, Hükümetin kararlı duruşu, milletimizin darbe girişiminde bulunanların karşısına cesurca dikilmesi ve güvenlik güçlerimizin etkili müdahalesi sayesinde bu teşebbüsün amacına ulaşamadığını belirtti.
“Kendisini bu vatanın bir evladı, bu milletin bir ferdi olarak hisseden herkes darbe girişiminin karşısında yer almıştır”.
Gencinden yaşlısına, işçisinden patronuna, köylüsünden şehirlisine kadar milletimizin tüm fertlerinin darbeciler karşısında tek vücut olduğunu söyleyen Erdoğan; darbe teşebbüsünde bulunan hainlerin karşısına dikilen vatandaşlarımızla ilgili; “ Çok açık söylüyorum, şu anda şu siyasi parti, bu siyasi parti ne demiş üzerinde duracak değilim, ama cumhurun Başkanı olarak ben milletimle iftihar ediyorum ve milletimizle birlikte inanıyorum ki bütün bu engelleri aşmak suretiyle demokrasi tarihine bu kahramanlık destanını Türk milleti yazmıştır ve bu böyle anılacaktır.”
Darbe girişimi sonrası sivil vatandaşlarımızdan, polislerimizden ve askerlerimizden 246 masum insanın hayatını kaybettiğini, 1536 vatandaşımızın yaralandığını kaydeden Erdoğan; Türkiye tarihinde ilk defa bir darbe girişiminin milletin bizzat kendisi tarafından akamete uğratıldığını sözlerine ekledi.
“Yaşadığımız darbe girişimi Türkiye’de kimlerin canları pahasına demokrasinin ve hukuk devletinin yanında olduğunu, kimlerin de diktatörlük peşinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur.”
Olağanüstü hal ilanı amacının, ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik tehditleri ortadan kaldırmak için gerekli adımları en hızlı ve etkin şekilde atabilmek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı; bu uygulamanın kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı olmadığının altını çizdi. Olağanüstü hal uygulamasının Silahlı Kuvvetlerin yönetime dâhil olması anlamına gelmediğini belirten Erdoğan; “Milletime şunu söylüyorum: Eyvah, şimdi olağanüstü hal ilan edildi, yoksa bu süreçte artık valiler devreden çıkıp bu süreçte Silahlı Kuvvetler mi yönetime el koyacak? Asla böyle bir şey söz konusu değil. Tam aksine valilerimizin yetkileri, iradeleri bu süreç içerisinde daha da artacak ve Silahlı Kuvvetlerimiz valilerimizin emrinde, onların yönetiminde bu süreci sürdüreceklerdir. Ve bizler demokrasiden asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz, bunu da böyle biliniz. Silahlı Kuvvetlerimiz de kesinlikle Hükümetinin emrinde, Hükümetiyle beraber hareket etme noktasındadır” dedi.
“Özellikle ekonominin yurt içindeki ve yurt içindeki unsurlarının olağanüstü hal uygulaması konusunda en küçük bir olumsuz çekinceleri, tereddütleri olmamalıdır.”
Olağanüstü hal uygulaması süresince de ekonomideki reformların kesintisiz süreceğini belirten Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Ama şunu çok açık ve net söylüyorum: Bu süreçte Türkiye başta tasarrufların arttırılması konusundaki teşvikler olmak üzere, ekonomideki reformlarını kesintisiz sürdürecektir. Merkez Bankamız gayet güzel açıklamalarını yaptı ve ön açıcı açıklamalarını da yaptı, bundan sonra da kararlı bir şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Piyasada herhangi bir likidite sıkıntısı söz konusu değil ve olmayacaktır da. Piyasaların kendi kuralları içindeki işleyişleri konusundaki hassasiyet, izlenen rasyonel ekonomi politikası çerçevesinde sürecektir. Her zaman söylüyorum, yine biz mali disiplinden asla taviz vermez, yolumuza böyle devam ederiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde vatandaşlara, “Sakın endişeye kapılmayın, hiçbir endişeye yer yok. Türkiye bu badireyi hamdolsun atlattı ve bundan sonra da yatırımlarıyla beraber bu süreci güçlenerek devam ettirecektir.” diye seslendi.