Merkezi İznik’te olan Türkiye’nin de kısa zamanda yakından tanıdığı Köfteci Yusuf’un sahibi Yusuf Akkaş, bugün İzmir Sanayici İşadamları Derneği’nin düzenlediği Çarşamba Toplantılarının konuğu oldu. Akkaş, İzmirli işadamlarına küçücük bir işletmeden imparatorluğa giden yolun hikayesini anlattı.
İznik’te 1996 yılında ailesiyle açtığı 4 masalı küçük dükkandan bugün 12 kentteki 26 şubesinde 7 bin kişiyi çalıştıran, ‘Köfteci Yusuf’ adıyla markalaşan 37 yaşındaki Yusuf Akkaş, günde 150-200 dana, 600-700 kuzu işlediklerini söyledi. Akkaş, insanların ailece, ödeyecekleri ücretten korkmadan yemek yiyebilecekleri bir yer olmak için yola çıktıklarını belirterek, “Çoğu yerde insanlar su içmeye bile çekiniyor. Herkese, ‘5 TL verdik, 15 TL’lik hizmet aldık’ dedirtmek istiyorum” dedi.
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD) ayda bir düzenlediği geleneksel Çarşamba Toplantıları’nın konuğu, ‘Köfteci Yusuf’ markasıyla tanınan Yusuf Akkaş oldu. Tepekule Kongre Merkezi’ndeki toplantıyı, İZSİAD üyelerinin yanı sıra Arkas CEO’su Önder Türkkanı, Dirinler Makine Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin gibi İzmir iş dünyasının önde gelen isimleri de takip etti.
Yusuf Akkaş, İznik’te 4 masayla başladığı küçük dükkandan bugün nasıl Türkiye markası haline geldiğini anlattı. 1996 yılında kurulduklarını ve bugün Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki en büyük köfte fabrikası olduklarını öne süren Akkaş, “Halen Bursa, İzmir, Eskişehir, Yalova, Bilecik, Balıkesir, Kocaeli, Denizli, Aydın, Kırıkkale, Ankara ve İstanbul’da toplam 26 şubede yaklaşık 7 bin personelle hizmet veriyoruz. Köfteci Yusuf markasının yanı sıra DönerY, BurgerAge, Ciğerce ve Kamenta markalarımız da var” dedi.
“BEN İYİ BİR KASABIM İYİ PİŞİRİCİYİM”
İşlerinde hiçbir zaman ‘ciro’ hedefiyle çalışmadığını vurgulayan Akkaş, şöyle devam etti: “Yolumuza hep daha iyisini yapma hedefiyle devam ettik. Başarımızın altında yatan temel neden budur. ‘Bu iş bu kadardır’a inanmıyorum. Gelişme hep var. Daha da gelişebiliriz, büyüyebiliriz diye düşünüyorum. İyi bir ürünümüz var. Yurtdışına da açılabiliriz. Bunun için çalışıyoruz. Günde 150-200 dana, 600-700 kuzu işliyoruz. En iyi kaliteyi ve lezzeti sunuyoruz.”
İşlerin artık çok büyüdüğünü kaydeden Akkaş, “Ben iyi bir kasabım. İyi bir pişiriciyim. Otomobil kullanabilirim. Ama bu iş artık uçak oldu. Ben pilot değilim. Bu uçağı kullanamam. O nedenle artık profesyonellerden danışmanlık hizmeti alıyoruz” diye konuştu.
“MÜŞTERİ BİZE KEFİL OLUYOR”
Başarının altında yatan en önemli nedenlerden birinin de müşterilerinin kendilerini sahiplenmeleri olduğunu belirten Akkaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Müşterilerimiz bize kefil oluyor. Onların hakkını en iyi şekilde vermemiz gerekiyor. İnsanlar bizde maaile yemek yiyebiliyor. Sonuçta ödeyeceği para onu ürkütmüyor. Çoğu yerde insanlar su içmeye bile çekiniyor. Herkese, ‘5 TL verdik, 15 TL’lik hizmet aldık’ dedirtmek istiyorum. Personelime inatla bunu anlatıyorum. Müşteriden değil, benden gitsin, ben zarar edeyim. Bir de misafirlerimizden, bize laflarını esirgememelerini, eleştiri yapmalarını özellikle istiyoruz ki yanlışımız varsa düzeltelim.”