Referandum çalışması için İznik’e gelen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, kesilen zeytin ağaçlarına isyan etti. Osman Gazi caddesinde imara açılan zeytinlikte, 60 yıllık zeytin ağaçlarının kesilerek katledildiğini gören Sarıbal, isyan etti. “Zeytin ağacı kesmek yasal değil yasak” dedi.
İznik Sahili Osman Gazi caddesinde imara açılan zeytin tarlalarını mülk sahipleri müteahhitlere kat karşılığı satıyor. Bölgede 60-70 yıllık zeytin ağaçları betonlaşma nedeniyle katlediliyor.
Dün, İznik CHP örgütü ile zeytin ağaçlarının kesildiği tarlaya giden Orhan Sarıbal, gördüğü manzara karşısında donup kaldı. Sarıbal, “Burası kapama zeytin bahçesi. Şuraya baksana kaç yıllık zeytin ağacı bunlar. Şu köklere bakar mısın, böyle bir şey olur mu? Bu nasıl bir iştir, böyle zeytin ağacı mı kesilir. Yasal değil ama ne yapacaksın, ne diyeceksin. Şu anda buranın zeytin kanunu içerisinde kesilmesi kesinlikle yasak” dedi.
“MARMARABİRLİK ŞİRKETLEŞTİ”
Gazetecilerin “Yaptırım yok mu” sorusuna ise Sarıbal, “Şikayet edeceksin, davayı açacaksın. Burası imar alanı içerisinde de olsa yapamaz böyle bir şeyi” cevabını verdi.
Marmarabirliğin, kesilen zeytin ağaçlarına neden dur demediği sorusuna da cevap veren Sarıbal, “Marmarabirlikte artık zeytine sahip çıkmama konusunda bir çaba içerisinde. Açıkçası şirketleşti. Marmarabirlik her zaman ayakta durur. Anadolu’nun başka noktalarından zeytin getirip zeytin işleyebilir. Sadece mesele o değil ki, mesele; Marmarabirlik çiftçi örgütüdür. Önemli olan Marmarabirliğin bu bölgede olan çiftçiyi desteklemesidir. Yoksa bir ticari şirket gibi sağdan soldan mal getirip, ithal edip satmak elbette bir ticari kuruluşun amacıdır ama, Marmarabirliğin kuruluş amacı bu bölgenin üreticisini ayakta tutmaktır. Bu bölgenin zeytinini ayakta tutmaktır. Gemlik, Orhangazi, Mudanya ve İznik Türkiye’nin en iyi sofralık zeytinlerinin olduğu bölgedir. Yani bugün bu topraklar, bu ağaçlar gittiğinde hızla bu toplum köleleşecek yoksullaşacaktır. Bunu Bursa’da Bademli örneğinde görüyoruz. Bademli’nin orada villalar yapıldı şimdi o köylüler oralarda iş bile bulamıyorlar. Kapıda kapıcılık bile yapamıyorlar. Geldiğimiz nokta bu. Bu toprak, bu ağaçlar çok kıymetli, çok değerli. Bütün dünya yatırım yaparken, biz ne yazık ki böyle kesip bitiyoruz. İşte bu yüzden herkesin vicdani bir sorumluluğa ihtiyacı var. Hukuken de doğru değil. Zeytin yasasına göre bunların hepsi yanlış, hepsi yanlış” dedi.
“YAPTIRIM UYGULANMIYOR”
Orhan Sarıbal, “Hükümetin hiçbir yaptırımı yok, yaptırımda istemiyor. Tam tersi hükümet bu alanları, 25 dönümden daha düşük zeytin alanlarını zeytin alanından zeytin yasası kapsamından çıkarmak istiyor. Zeytin kesenin yerine yeni ağaç dikerse sorun çözülüyor. Ağaç başına 200 tl öder isen yine sorun çözülüyor. Yani parayı öde, zeytini kaldır modeli geliyor. Eskiden 3 kilometre sınırı vardı. 3 kilometre zeytin alanları içerisinde sadece zeytine dair bir bina yapabiliyordunuz başka hiç bir şey yapamıyordunuz. Şimdi bunu da kaldırıyor. Enerji, konut, her türlü kirli sanayi yasaktı şimdi hepsini dahil ediyor. O yüzden hükümetten bir şey beklediğimiz yok. Biz tam tersi toplum olarak bu zeytinden yıllardır yaşamını sürdüren köylüler olarak, bu ülkenin gerçek yurtseverleri olarak zeytin ve zeytin alanlarına sahip çıkılması gerektiğini söylüyoruz. Derdimiz bu. O yüzden bütün bu yapılanları doğru bulmuyoruz. Gerçekten doğru bulmuyoruz. Bu ülkenin tamamen elden çıkarılmasıdır, tamamen. Bu anlamda rahatsısız, bu rahatsızlığımızı tekrar tekrar bildiriyoruz. Tekrar tekrar hukuka, uygulayıcılara, savcılara hakimlere görev düşüyor.”
“GIDASIZLIĞA TERK EDİLİYORUZ”
“Mera alanları, yaklak, kışlak dahil imar alanları içerisinde bunların satışına olanak tanınıyor. Yani tamamen yağma ve talan üzerine. Topraklarımız talan ediliyor, ağaçlarımız talan ediliyor. Son 15 yıllık AKP iktidarı döneminde 10 milyon dönüm arazi tamamen tarım dışına çıkarıldı, tarım dışı amaçla kullanıldı. İşte şimdi bunlardan bir örneğini de burada yaşıyoruz. Çok acı ama gerçek bu. Yani bu ülke yoksulluğa, açlığa, gıdasızlığa terk ediliyor. Dünyanın en önemli gıdalarından bir tanesi zeytin, zeytinyağı. Ne yazık ki bundan bile edecekler bizi. Yarın onuda ithalata bağlayacaklar. geldiğimiz nokta bu.”
