İyi Parti Bursa 2. Bölge Milletvekili aday adayı Mert Kaan Tosun, aynı partiden milletvekili aday adayı olan Hasan İncili’yi ziyaret etti. Genç yaşında birçok kariyeri bir araya sığdıran Tosun, insan haklarına önem veren ve bu konuda katkıları olan biri olarak tanınıyor.
Mert Kaan Tosun kimdir?
1995 tarihinde İznik’in Boyalıca kasabasında çiftçi bir ailenin 2. Oğlu olarak dünyaya geldi. Anne adı Emine Dudu, baba adı Erol’dur. İlk ve orta öğrenimimi Boyalıca İlköğretim Okulu’nda tamamladı. Şehit Sedat Pelit Anadolu Lisesi’nde bir sene öğrenim gördükten sonra okulunu bırakmak zorunda kaldı. 2013 yılında Açıköğretim Lisesi’ne başladı. 2015 yılında mezun oldu. Şu anda Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Lisans eğitimimi sürdürmekte aynı zamanda da 2. Üniversite öğrenimini Anadolu Üniversite Açıköğretim Fakültesi’nde Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümünden almakta. Yabancı dil olarak İngilizce bilmekte.
2015 ve 2016 yıllarında Hak ve Eşitlik Partisi Gençlik Kolları’nda çeşitli görevler üstlendi. 2016 yılında Habitat Derneği Ve Microsoft Türkiye ortaklığında gerçekleşen Sosyal Medya Okuryazarlığı Uzmanlığı Eğitimi aldı. İngiltere Büyük Elçiliği Ve Tulpar Derneği ortaklığında geçekleştirilen İnsan Hakları Eğitimi Projesi’nin 1. 2. ve 3. Etapları ile İnsan Hakları Eğitimi Projesi Stajı’nı tamamlayarak Uluslararası İnsan Hakları Eğitmeni unvanı aldı.
2017 yılında Topluluk Önünde Konuşmak, Hitabet Teknikleri, Doğru Türkçe ve Etkili Konuşma Eğitimleri ile 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Siyaset, Strateji ve Liderlik Okulu’nda; “Terörizm”, “İstihbarat Yöntemleri”, “İstihbarat ve İstihbarat Örgütleri” eğitimlerini aldı. Şu anda İYİ Parti’nin İnsan Hakları ve Sosyal Politikalar Başkanlığı’nın; İnsan, Hayvan ve Doğa Komisyonu’nda tarım, hayvancılık ve köylünün durumu üzerine çalışmalar yürütüyor.
Mert Kaan Tosun, siyaset neyi ifade ediyor onu da söylemek istiyorum diyerek şunları söyledi.
“Halkın, siyaseti; birbirlerini bir şekilde tanıyan, zengin veya siyasetle zenginleşmiş insanların kurmuş olduğu ve kendi çevresiyle bu işi devam ettirmek istediği bir yapı olarak görmesi, beni mutsuz ediyor. İnsanlar soyguna ve vurguna alışmamalı ! Her gelen çalıyor bunlar da çalacak mantığının milletin beyninde yer etmesinin acı neticelerine hep birlikte şahit oluyoruz. Bu yüzden siyasetin; çıkarcı insan değil namuslu insan işi olduğunu büyük aileme yani Türk Milleti’ne inanç ve etnisite gözetmeksizin anlatmak, göstermek istiyorum. Biri çıkıp “Türk Milleti seni sömürmelerine izin verme!” demeli ve bunun olmasına asla izin vermeyeceğini Yüce Millet’e ispatlamalıdır. İşte, bunu yapacak olan benim. Bu gücü ruhumda ve damarlarımda hissediyorum.
Hâlihazırda tarım, hayvancılık ve köylünün durumu üzerine çalışmalar yürütüyorum.Tüm gücümü ve çalışmalarımı Türk Köylüsü’nün kalkınması ve refahı için, emeğinin karşılığını alabilsin aç ve eğitimsiz kalmasın diye harcayacağıma, küçük bir çocukken ant içtim ve bunu yapacağım.”